Uzun yıllar İstanbul’da ağır gerilim altında direksiyon sallayan 60 yaşındaki Mehmet Albayrak huzuru 10 yıl evvel yerleştiği memleketi Mardin’de yer alan köyünde buldu. Mardin-Diyarbakır karayolu üzerindeki atıl durumda olan yerine yüzlerce meyve ağacı diken Albayrak hem atıl durumdaki araziyi canlandırdı hem de hayalini kurduğu sakin bir iş sahibi oldu. 

Başlarda çok zorlandım, her şeyi ellerimle diktim

Albayrak yaptığı açıklamada, 10 yıl evvel huzur bulmak için Akbağ köyüne yerleştiğini belirterek insan ve araç kalabalığından çok derecede yorulduğunu söyledi. Köyünde yeşil alan oluşturmak isteğini, boş ve atıl durumdaki topraklarını evvel kepçeyle düzelttiğini gerisinde fidan ve meyve ağaçları dikmeye başladığını anlatan Albayrak, şunları söyledi: “Zeytin, vişne, kiraz, badem, ceviz, armut, incir her şey ektim. Turunçgiller hariç ne istersen burada bulunuyor. Kendi imkanlarımla ektim. Bine yakın ağaç ektim. Su az biraz da rüzgar olduğu için fire verdi. Bahçeye çok emek verdim. Ektim, biçtim. Birinci başlarda çok zorlanıyordum. O kadar zorlanıyordum ki gelince, meskenin önüne kadar varırsam bir daha buraya gelmem diyordum. Artık yavaş yavaş alıştım. Günde 20 metre yürüyemezken artık yerimde duramıyorum. Hiperaktife döndüm. Ben buraya gelirken parmaklarım çatlıyordu, kan geliyordu. Çay bardağını elimle tutamıyordum. Birebir robot üzereydim lakin artık Allah’a çok şükür ağaçlar da büyüdü. Bundan sonra onlardan randıman alacağım.”

Çocukların kendisini çağırdığını belirten Albayrak lakin ağaçlarını bırakıp gidemediğini söyledi. Albayrak, zevkle bakımlarını yapıtları ağaçlardan kopamadığını vurguladı. Ektiği ağaçların meyvelerini yavaş yavaş toplamaya başlayacağını kaydeden Albayrak, “Kiminin zevki gezmek. Benim zevkim de bahçedir. 280 kiraz ağacı var. Birçok ceviz ağacı, nar, hurma, badem, incir, zeytin ağacı var. Hala da devam ediyorum. Geçen sene bir tona yakın zeytin topladım. Yavaş yavaş bütün meyvelerden hasat alacağım.” tabirlerini kullandı.

Bir tek çocuklarımı özlüyorum

Ağaçların çocuk üzere olduğunu hatta çocuktan daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğini lisana getiren Albayrak şunları kaydetti: “Çocuğa nasıl şefkat veriyorsun ona da birebir şefkati vereceksin. Sevgi her şeyin ilacıdır. Bir çocuklarım aklımda. Onun dışında nasıl huzurlu olduğumu sözlerle ifade edemiyorum. Benim çocuklarımda yanımda olsaydı daha keyifli olurdum. Çocuklarımız hasreti daima içimde ancak ben burayı terk edemiyorum. Çocuklarım gelmese de. Ben burayı terk edemem lakin mevt beni terk ettirir.”

90 yaşına da gelsem ağaç dikeceğim

Atmış yaşına merdiven dayadığını, her geçen yıl daha da ağaç sevgisinin daha da arttığının altını çizen Albayrak, şöyle devam etti: “Son nefese kadar ekmeye devam edeceğim. Ben ektikten sonra kim yerse yesin benim umurumda değil. Herkesin kendi imkanları çerçevesinde ağaç ekmesini tavsiye ediyorum. Çocuklarını hoş bir miras bırakır. Hem de hoş bir gelecek bırakır. Allah’ın müsaadesiyle ben çocuklarıma hoş bir miras bırakacağım Allah’ın müsaadesiyle. Kardeşlerim bana , kafayı yemiş diyorlardı. Ben kafayı yememişim burada kalacağım ve ölünceye kadar bu bahçeyi ekeceğim dedim. Huzur da bulacağım, Allah müsaade verirse çocuklarımı da getireceğim. İstanbul’da huzur yok. İstanbul’da hayat yok. Artık burada daha huzurluyum. Her ağaç ektiğimde daha fazla zevk alıyorum. Ben 90 yaşına kadar gelirsem de ağaç ekmeye devam edeceğim.”

Ağaç ektiği alanın bitişiğinin heyelan bölgesi ilan edildiğini belirten Albayrak, ağaçların heyelanı da engellediğini bu yüzden de herkese misyon düştüğünü kelamlarına ekledi.

Haber7